7 Şubat 2017 Salı

#1 Ne Okudum Ne İzledim ?

2017 için niyetim aylık olarak okuduklarımı izlediklerimi yazmaktı ama daha ilk aydan baktım ki geç kalmışım. Neyse artık kısmetse şubata :)

Bu ay 3 kitap okudum. Bunlardan ilki bir arkadaşımın aldığı Ayşe Kulin'in 'Tutsak Güneş' kitabıydı.

Daha önce hiç Ayşe Kulin kitabı okumamıştım. Bir distopyayı anlattığı bu kitabı ilginçti ve hoşuma gitti. Bazı noktalarda açıklar olduğunu düşünsem de okuması keyifliydi.

Sonrasında bu aralar çok satanlar listesinden inmeyen Emrah Serbes'in meşhur kitabı 'Müptezeller' oldu okuduğum kitap. Bir Behzat Ç. hayranı olarak kitabı beğendim. Diyaloglarda bazen akbaba ile hayalet konuşuyor gibi hissettim hatta. Emrah Serbes'in diğer kitaplarını da okunacaklar listeme ekledim bu kitap sayesinde.


Son olarak aslında dünya çapında bir klasik olan Richard Bach'ın 'Martı Jonathan Livingston' kitabını okudum. Okumaya bu kadar geç kaldığım için üzüleceğim kadar güzeldi. Okumayan varsa okusun herkese şiddetle tavsiye ediyorum. Hem akıcı dili hem de bolca resimli olduğu için çıtır çerez şekilde okuyup bitireceğiniz bir kitap.


Yok benim canım kitap okumak istemiyor havalar da soğuk zaten şöyle battaniye altına girip izlenecek güzel film söyle derseniz de önerim 'Marslı' olacaktır. Bilim kurgu sevenlere önerimdir güzel bir filmdi.



İlle de sinemada izlerim ben filmi diyorsanız onun için de önerim var ben daha ne yapayım size. Ata Demirer'in yeni filmi 'Olanlar oldu' son derece keyifli ve eğlenceli bir film. Sığacık't geçen film tam bir yaz filmi. Tekne sahnelerinde insanın denize gelesi geliyor gerçekten. Bu soğuk kış günlerinde yazı hatırlatacak, keyifli bir 2 saat geçirmenizi sağlayacak bir film.


Kitabın da filmin de senin olsun sen müzikten haber ver derseniz de önerim Sezen Aksu'nun yeni albümü 'Biraz Pop Biraz Sezen'. Bu ara sürekli bu albümü dinliyorum son derece keyifli.
Şimdilik benden bu kadar...







3 Şubat 2017 Cuma

Yeni Başlangıçlar 2017

Yeni bir yıla başlamayı, yeni yıl heyecanını hep sevmişimdir.
2016'dan çok ümitliydim. Öyle ki 2016'ya girerken blogda da şuradan ulaşabileceğiniz 'Yeni Başlangıçlar' yazısını yazmıştım. Yeni yeni ajandalar, takvimler, yılbaşı konseptli ürünler...
Ama 2016 o kadar kötü bir yıldı ki artık sonlara doğru bitse de kurtulsak falan dedim.
O yüzden 2017'den beklentimi düşük tutmaya karar verdim. Ne kadar az beklenti o kadar iyidir.
Bu kapsamda bu sene sadece 1 ajanda aldım. Metis yayınlarının bu güzel ajandası. Tabi ben ajanda yazısı yazana kadar ocak ayı bitti bile ama olsun :)

4 Aralık 2016 Pazar

Keyfekeder Youtube'da


Herkese Merhaba,

Bilen bilir plaklara eski müziklere oldum olası bir ilgim olmuştur. Geçen sene dayanamayıp bir de pikap alınca bu ilgimin önünü alamaz oldum zaten.
Crosley marka pikabımla ilgili yazımı şuradan okuyabilirsiniz.
İnstagramda ara ara dinlediğim plaklardan kısa videolar paylaşıyorum ama bu bana yetmedi. Daha fazla paylaşayım şarkının tamamını paylaşayım diye bir youtube kanalı açmaya karar verdim.
Şu anda kanal çok yeni ve sadece plak kayıtlarını paylaşıyorum ama zamanla farklı paylaşımlar da yapabilirim diye düşündüm. 
Sürekli kanalıma beklerim diyen makyaj bloggerları  gibi olmak istemem ama (zaten bloggerım diye bir iddiam da yokta neyse) göz atmak isterseniz kanalın linkine şuradan ulaşabilirsiniz.
Bir kaç şarkı yükledim bile. Keyifli dinlemeler...











17 Kasım 2016 Perşembe

2016 Tüyap Kitap Fuarı

Geçen seneki fuar yazısını yazmamın üstünden 1 yıl geçmiş ben resmen şokk! (Bahsettiğim yazıya şuradan ulaşabilirsiniz.)
Bu senede fuar kapılarını açar açmaz gittim, gezdim, inceledim vee sizler için yazıyorum :)
Yazıyı yazmak için anca fırsat bulmuş olsam da fuara 12 Kasım cumartesi yani açıldığı gün gittim. Fuar kapılarını saat 10:00'da açıyor. Sizlere de tavsiyem benim gibi sabah saatlerini tercih etmeniz.Fuar bu sene geçen seneye göre daha sakindi. Belki ben ilk gün ve erken saatte gittiğim içindir ama stantları rahatlıkla ve keyifle dolaşabildim. dönüş yolunda da geçen seneki gibi izdiham olmaması mutluluk vericiydi.


Bunlar fuardan aldıklarım. Normalde internetten aynı fiyata alabileceğim kitapları fuardan almayı tercih etmiyorum. Malum fuar alanı Beylikdüzü'nde olduğu için taşımaya değmiyor. O yüzden sizlere de tavsiyem gerçekten indirim oranları iyi olan kitapları fuardan almayı tercih etmeniz geri kalanları için online satış yapan siteler de yaklaşık aynı indirim oranlarını sunuyorlar.
Tabii ben kitabımı illa göreceğim kendim satın alacağım diyenlerdenseniz orasını bilemem.


Öncelikle Go Kitap'tan aldığım 'Benim Uzak Yıldızım' ve 'The 100' kitaplarından bahsedeyim. Go Kitap fuara özel tüm kitapları 12 TL'den satış yapıyor bu arada.  Biraz gençlik romanı tarzı oldu ikiside ama The 100 çok merak ettiğim bir kitap o yüzden yakın zamanda okunacaklar listemde. Fantastik ve bilim kurgu konulu kitaplara oldum olası bir sempatim olmuştur zaten.


Eve geldiğimde farkettim ki bu sene şiir kitaplarından gitmişim. Ahmet Telli'nin daha önce hiçbir kitabını okumamıştım ama bir arkadaşımın tavsiyesiyle denemek istedim.


Son zamanlarda Instagram'ın popüler yazarı Stefan Zweig'in Olağanüstü Bir Gece kitabını aldım hatta okumaya başladım. Instagram'da hep Satranç kitabını görsem de benim tercihim bu oldu.70 sayfalık incecik çıtır çerez bir kitap.



Geçen sene fuarın en beğendim kısmı sahafların bulunduğu salon olmuştu ve adeta kendimi kaybedip bir sürü kitap almıştım o salonda. Bu sene benim beklentim çok yüksek olduğundan mıdır bilmem beklediğim kadar iyi değildi. Sahaf standı sayısı azalmış gibi geldi bana ve geçen seneki ruh yoktu. Bir tek Ömer Seyfettin'in öykülerinden oluşan bir kitap aldım.


Bunlarda fuardan aldığım kitap ayraçlarım. Konuşan ayraçlar çok hoşuma gitti. Mıknatıslı ayraçlara ise hiç dayanamıyorum. Fuardaki modellerin neredeyse hepsinden bende olduğu için değişik bir şeyler bulmakta zorlandım ve bu hippi amcayı aldım en sonunda.

Bu yılki fuarda böyle geçti. Gelecek yılki fuarda görüşmek üzere.

3 Kasım 2016 Perşembe

Kapadokya-2016


Herkese Merhaba,
Yılın son tatili olan 29 Ekim tatilini değerlendirip uzun zamandır çok istediğim büyülü yere Kapadokya'ya gitme fırsatı buldum. Ben büyülü yer dedim ama Kapadokya'nın eski adı Katpatuka'dan gelmekteymiş bu da Pers dilinde Güzel Atlar Ülkesi demekmiş.

İsteyen istediği dilde istediği ismi versin ama şöyle bir gerçek var ki burası bir doğa harikası. Kapadokya'nın en önemli turistik faaliyeti herkesin bildiği gibi balon turları. Çok istediğim bir şeydi balona binmek ve bunu gerçekleştirdiğim için çok mutluyum.


Balon sabah gün doğumunda havalandığı için sabah erken saatte kalkmak gerekiyor. Hava durumu ve rüzgarın yönü konusun ise tamamen şansınıza kalmış. Biz gittiğimizde hava oldukça iyiydi. Balonların kalkış alanında her yerde şişirilmiş havalanmaya hazırlanan balonların içinde nereye bakacağını şaşırıyor insan. Balona binmekle ilgili endişeleriniz varsa hiç korkmayın sarsılmıyor bile. Uçak yolculuğunda bile daha çok sallanıyor insan.


Aynı anda havalanan balonlar gökyüzünde öyle güzel bir görüntü oluşturuyor ki işte o anda hiç aşağı inmek istemiyor insan. 
Güneşin doğuşunu çok kez izleyebilirsiniz ama böylesini hayatınızda pek az tecrübe edeceğinizden emin olabilirsiniz.

Aşk Vadisi adı verilen peribacalarının olduğu yere geldiğimizde balonlar iyice alçaldılar. Neredeyse bacalara dokunacaktık. Bu doğa harikalarını birde havadan görmenizi şiddetle tavsiye ederim.

Elbette ki Kapadokya sadece balonlardan oluşmuyor ama gezinin beni en çok etkileyen kısmı balon turuydu.
Biz Kapadokya'da Göreme mevkiinde kaldık. Peri bacalarının yoğunlukla bulunduğu turistlerin ve otellerin en yoğun olduğu yer Göreme. Biz Osman Bey Cave House'da kaldık. Otelimizden oldukça memnun kaldık. 
Balon turundan sonra Avanos'a geçtik. Avanos el sanatları ile ünlü bir bölge. Çömlek atölyeleri her yerde bu atölyelerde dilerseniz çömlek yapımını tecrübe de edebiliyorsunuz. Seramik, halı ve kilim dokumacılığı yine bölgenin el sanatlarından.


Sonrasında yine benim için gezinin favorilerinden olan bir dönemin efsane dizisi Asmalı Konak'ın çekildiği konağa Ürgüp'e gittik. Konak turistler tarafından büyük ilgi görüyor. Aradan yıllar geçmesine rağmen aynı ilgi devam etmekte. Konağı gezmek anılarda yolculuk yapmak çok hoşuma gitti.
Göreme'ye dönüş yolunda Paşabağ Vadisi'ne uğradık. Meşhur şapkalı bacalar burada bulunuyor.
Bölgeyi tepeden görebileceğiniz ve her yerden belli olan yer ise Uçhisar'da bulunan Uçhisar Kalesi. Kaleye çıkarken biraz merdivenlerde yorulabilirsiniz ama bölgeyi tepeden görmek istiyorsanız buna değer.

Dönüş günü balonlarla süslü Kapadokya'dan ayrılmak zor olsa da yola çıktık ve Ihlara Vadisine gittik. Orada pek fotoğraf çekmemişim nedense o yüzden paylaşamıyorum ama Ihlara Vadisini de çok beğendim. Vadiye inerken yaklaşık 600 basamaklık bir merdiveni inmek (dönüşte maalesef o merdivenleri çıkmak) gerekiyor. Ama vadinin ortasından geçen derenin hayat verdiği yemyeşil görüntü çok güzel. Ihlara Vadisi'nde bir çok kilise kalıntısı bulunmakta. Oyularak yapılmış bu kiliselerde rahipler inzivaya çekiliyorlarmış. Kiliselerin duvarları resimlerle kaplı ama maalesef bazı bölgeleri oldukça tahrip olmuş.


Son olarak küçük bir tavsiye; eğer bir gün yolunuz Kapadokya'ya düşerse mutlaka Tuz Gölüne de gidin. Beyaz Melek filminden sonra bende büyük merak uyandıran Tuz Gölüne de uğrama şansı yakaladım. Gerçekten uçsuz bucaksız bembeyaz görüntü adeta kar yağmış gibi gözüküyor. yer yer pembeye dönen renk insanı şaşkına çeviriyor. Gölün üzerinde metrelerce yürüyebilirsiniz.
Yılın son tatili işte böyle geçti. Görmeyi çok istediğim bir yere yapmayı çok istediğim aktivitelerde bulunduğum için mutluyum. Hepinize tavsiye ederim :)

2 Ekim 2016 Pazar

Sonbahar Etkinlikleri

Herkes bir tutturmuş neden yaz bitiyor, evde oturup napıcaz bilmem nee bilmem ne...
Kim diyor size evlere kapanın diye en güzel etkinlikler sonbahar etkinlikleridir, en iyi gezme havası sonbahar havasıdır. İşte size delilli ispatlı yazı geliyor.
1) Filmekimi
Havalar soğumaya başladı  tam film izlemelik hemde 7-16 ekim arası İKSV filmekimi etkinlikleri var. bilgi için şuradan İKSV'nin sitesine ve gösterim programına ulaşabilirsiniz. İstanbul için Atlas Sineması, Beyoğlu Sineması, City's Nişantaşı ve Rexx Sineması'nda gösterimde olacaklar. Biletler Biletix'te satışa çıktı bile benden söylemesi.


2) Şehir Tiyatroları
İstanbul Şehir Tiyatroları 5 Ekim'de sahne açıyor. Programa şuradan ulaşabilirsiniz.

Bu sene oyun sayısı biraz az geldi gözüme. Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde ilk hafta fuar nedeniyle oyun olmayacakmış. Fatih Reşat Nuri Sahnesi ise tadilat nedeniyle kapalıymış. 
Gidebilirsem Saadet Hanım ve 12.Gece oyunlarına gitmek istiyorum.

3) Color Sky Koşu

Sinema, tiyatro bizi açmaz atraksiyonlu aktivite olsun derseniz o da var sonbaharda efendim. İstanbul için 9 Ekim'de düzenlenecek olan renkli koşu ile ilgili detaylara şuradan ulaşabilirsiniz.



Koşu sırasında gönüllüler tarafından üzerinize atılan mısır nişastasından yapılma boya sayesinde böyle renkli görüntüler çıkıyor ortaya.

Arkadaşlarımı örgütleyip katılmayı düşündüğüm bir etkinlik.

4) Beyoğlu Sahaf Festivali

Bu etkinlikle ilgili ayrıntılı bilgi yok internette ama 26 Ekim-6 Kasım'da Taksim Meydanı'nda olacağı söyleniyor.
Sahaf gezmeyi ve sahaftan kitap almayı çok sevdiğim için umarım olur diyorum. Etkinlik zamanı yaklaşınca ayrıntılı bilgi edinebilmek ümidiyle bekliyorum.

5) 38. Vodafone İstanbul Maratonu

Eski adıyla Avrasya Maratonu bu sene 13 Kasım'da gerçekleşecek. İnternet Sitesine şuradan ulaşabilirsiniz. Halk koşusuna isteyen herkes katılabilir. 2 kıtayı birbirine bağlayan köprüden yaya olarak geçmek çok güzel olsa gerek. Maraton da takvime not edildi.

6) Tüyap Kitap Fuarı

Ve tabii ki Tüyap Kitap Fuarı. Bu sene 35.'si düzenlenecek olan Tüyap Kitap Fuarı 12-20 Kasım'da yapılacak. 


Henüz Fuar Programı açıklanmadı ama şuradan fuarın internet sitesinden takip edebilirsiniz. 

Şimdilik benden bu kadar. Yani havaya bahane bulmayın sonbaharda da çok güzel etkinlikler var yeter ki iyi vakit geçirmeyi bilin. 
Herkese iyi eğlenceler.
*Fotoğraflar etkinliklerin internet sitelerinden alınmıştır.



1 Eylül 2016 Perşembe

Hoşgeldin Eylül


Herkese selamlarr,
İçimde bir neşe bir mutluluk anlatamam. Bilen bilir yazı, güneşi ve sıcağı hiç sevmem. O yüzden son bir kaç aydır genel bir mutsuzluk içindeydim. Güneşle derdin ne derseniz benim onunla bir derdim yok onun benimle derdi var :( Güneş alerjisi diye berbat bir dertten muzdarip olduğum için yaz mevsimi benim için işkence gibi geçiyor.
Neyse ki en sevdiğim mevsim sonbahara kavuştum. Eylül ayını çok severim hem güneşin tepemizden çekilmesi hem de okulların açılması nedeniyle kırtasiyelerde başlayan heyecan :)
Eylül hep yeni başlangıçlar gibi gelmiştir bana. Yepyeni ve musmutlu başlangıçlarınız olsun ...